Tuesday, December 11, 2012

O adamı düşün.

Hava soğuk. Tak kulaklıkları. Dışarı çık. Üşü. Yürü. Daha çok üşü, daha çok yürü. Üşüdükçe yürü. Yürüdükçe düşün. Olmak istediğin kişiyi düşün, oluğun kişiyi düşün. Sahip olduklarını düşün. Senin olmayanları düşün. Sevdiklerini, sevmediklerini düşün. Kazandıklarını kaybettiklerini düşün. Söylenen yalanları düşün. Terk edenleri, terk edilenleri düşün. Artık hayalini kurmadığın o hayatı düşün. Ne kadar kolay vazgeçtiğini düşün. Bir daha kimseyi sevemeyeceğini düşün. Saatlerce düşün ama hiçbir şey düşünmediğini fark et. Eve dön, aynaya bak. Sol gözün kızarmış. Farkında olmadan ağlamak istemişsin demek ki. Ne zaman ağlamak istesen sol gözün kızarır çünkü. Aç sıcak suyu, gir altına. Soğuktan donan vücudun sıcak suyun altına uyuşsun. Kemiklerin sızlasın. Acıya aldırma. Düşün. O adamı düşün. O adama asla sarılamayacağını düşün. Şimdi çık sıcak suyun altından. Çık ve yaşa. Ve yaşadığın bu şeye de ''hayat'' de. Hep aynı şarkı çalsın kulaklarında. Hep aynı yerden yansın canın. Ama sen yine de hep hayat de. Çünkü hayat, güzel rüyaların haricinde kalan acımtrak zaman dilimi. Çünkü hayat, hayat işte.