Sunday, October 21, 2012

Her şey standart...

   Burası yine çok sıcak. İnsanlar yine çok sıkılmışlar. Sıkılmış olmalılar. Yoksa neden sahilde boş bulduğu tek banka bağdaş kurarak oturmuş, etrafındaki insanlara bakınıp defterine bir şeyler karalayan bir insana, bana, bu kadar...acayip(!) baksınlardı?! Sıkılmışlardı işte besbelli.
   Bak yine bir çift geliyor. Tek dertleri mutluluk bu insanların her nedense! Niye bu kadar önemli? Oysa o kadar kolay ki... Az önce -evden çıkarken aceleyle aldığımdan- yazıp yazmadığından emin olamadığım kalemi denemek üzere,deftere sürdüğümde, elbette ki sürtünme kuvvetinden kaynaklı bir siyah çizgi gördüğümde, gülümsemiştim mesela. Önümde saatlerdir balık tutmaya çalışan balıkçı, ben oraya oturur oturmaz ilk siftahını yapmıştı misinadan alıp kovasına atıverdiği lüferle. Bu sefer misinayı koparmamıştı da üstelik! Ve güneş artık eskisi kadar yakmıyordu.
Bütün bunlar sessizce gülümsemeye sebep olan farklı mutluluklar değil midir?
Şüphesiz ki öyleler.

   Evet, Kadıköy bugün fazla sıcaktı, güneş az önce bana merhamet edip elini eteğini günden çekene dek.
   Ama bütün bunlar hala her şeyin standart olduğunu değiştiremez ne yazık ki.
   Bu yazıyı ve beraberinde biramı bitirir bitirmez eve gideceğim gibi.
   Hala değişen bir nane yok.

         Her şey standart.
            Kadıköy bile...
18:45- Caferağa

No comments:

Post a Comment