Sunday, October 21, 2012

Karmaşık.

  ''Kişiler tembel değildir. Sadece kendilerine esin kaynağı oluşturacak kadar güçlü amaçları yoktur.''  -Anthony Robbins    
   Sadece duruyorum bazen. Öylece. Boş.
   Yapmam gereken, olması gereken onca şeyin içinde öylece kalabiliyorum. 
   Durmak değil ama bu.
   Kaybedilen, giden bir şeyler var.
   Zaman gibi.

   Mavi gözlü, sarı saçlı yakışıklı bir adamın, günlerden bir gün 'Daima ileri!' derken neyi kast etmiş olduğunu anlamaya başladığım günler bunlar. O diyordu ki; sen öyle duruyor olabilirsin. Ama duran sadece sensin. Senin durduğun oranda akıp giden bir zaman var karşında. Sen belli bir hıza sahip değilsin diye zamanda öylece duracak değil. Bu yüzden her zaman durmak; geriye gitmektir aslında. Eylemsizlik sizi olduğunuz yerde sabit tutmaz. Zaman da zannettiğimiz gibi ileriye değil; geriye götürür. Eğer hala bir hıza sahip değilsek...
   Bir şeyleri değiştirmek, o ilk adımı atmak gerek. Yapmaya başlamak gerek. 
  Ama aktivasyon enerjim bu kadar azken bunu nasıl başarabileceğim ile ilgili en ufak fikrim yok. Tarih; hayal edenleri değil gerçekleştirenleri yazıyor. 
   Ne yazık ki. 

   Savaşmak; olmak zorunda olduğun şey değil, olmak istediğin şey olmaktır aslında. Bazen sadece olmakla değil zamanla da savaşmak gerekebiliyor. Tıpkı insanları değiştirmek değil onları oldukları gibi kabul etmenin doğru olduğu gibi bir şey bu. Zamanı durdurmaya çalışmak değil; ona ayak uydurmak doğrusu. Zamana tepki vermek aptalların işidir. Gerçek olan harekete geçmektir. Bu mükemmellikle ilgili değildir, ya da yenilmez olmakla. Bu tamamen yenilmeye açık olmakla ilgilidir... Gerçek cesaretle.
   Bütün bunlar gerçekler.
   Ama nasıl?
  
   Bilmiyorum.
   Kent ve kafam aynı oranda karışık bu sabah.
   Uzun zamandır ilk defa...

No comments:

Post a Comment